Tarihsel gelişim süreci içerisinde sanayi devriminden bu güne evrilip duran "iş gücü ve insan gücü" kavramlarının yönetimi, makinelerin hayatımıza girmesi ile önem kazanmaya başlamıştır. Tabi bu günlere geldiğimizde, bilginin yol açtığı değişim süreci, işletmelerde üretimde ve finans yönetiminde olduğu kadar insan kaynaklarında da kendini hissettirmiştir. Batıdan ithal ettiğimiz ekonomi modeli batı ile aramızda içi sürekli dolu olan bir tünel oluşturmuş. Bu tünelden hortumladığımız bilgi birikimi, iş modelleri, şablonlaşmış şirket kültürleri, İstanbul merkezli şirketler vasıtası ile yurdun dört bir yanına yayılmaktadır. Mesaisinin çoğunu taşrada geçiren bir çalışan her hangi bir nedenle İstanbul'a vardığında, şirketinin genel merkezini Victoria's Secret'in arka bahçesine benzetebilmektedir. Sektörün en trendy terimleri (jargon) bu arka bahçede filizlenir. En yeni fikirler, iş hayatının yeni çalışma modelleri, batılı şirketlerin bilimsel temelli kar yöntemleri en kısa sürede bu bahçelerde konuşulmaya başlar. Başı çekenlerde genellikle İK ve Pazarlama departmanlarıdır. Buradan aldığı fikir ve "job style" ları, sahadan topladığı tecrübelerle harmanlayıp lokalize edenlerse kuşkusuz "satış" departmanıdır. İstanbul'da, kurumsal şirketlerin genel müdürlüklerinde bu flimler oynarken, Anadolu'nun büyüme trendi yakalamış aile şirketleri de canla başla İK kisvesi altında "personel yönetimi" ile meşgul olurlar. Akşam olduğunda ise İstanbul'da Cihangir'in özel mekanlarında ve aynı anda Anadolu'nun meşhur kebapçılarında aynı konu konuşulur; "İnsan Kaynakları Yönetimi."
Konu başlığı aynı da olsa içerik aslında biraz farklıdır. Birinde gerçekten "İK Yönetimi Konuşulurken" diğerinde konuşulanlar "Personel Yönetimi" aşamasındadır. Peki nedir ikisi arasındaki fark ?
"• Personel yönetimi çalışanlara “maliyet” unsuru olarak bakar. Buna karşılık
İK yönetimi insan odaklıdır; insanları “geliştirilmesi gereken kaynak” olarak
görür.
• Personel yönetimi faaliyetleri işletmenin isleyişinden bağımsız olma ve ba-
ğmsız bir süreç olarak yürütülme eğilimindedir.
• Geleneksel personel yönetimine bir uzmanlık fonksiyonu olarak bakılır. Buna
karşılık İK yönetimi tüm yöneticilerin sorumluluğudur. Bu nedenle de İK
yönetiminde kendi bölümündeki insanları yönetme konusunda komuta yöneticilerinin
rolleri üzerinde çok durulur.
• Geleneksel personel yöneticileri çok az güce ve prestije sahiptiler. Fakat İK
yönetimi çoğu üst yönetici için stratejik bir ilgi alanıdır.
• Personel yönetimi operasyoneldir; personel bulma ve seçme, eğitme, ücret
idaresi, endüstriyel ilişkiler ve belgeleme üzerinde odaklanmıştır. İnsan kaynakları
yönetimi yaklaşımı geniş, kapsamlı ve organize bir şekilde iş stratejilerine
ulaşmayı sağlayacak tüm personel meseleleriyle ilgilidir.
• Personel yönetimi günlük rutin işlerle uğraşırken İK yönetimi yüksek düzeyde
bağlılığı olan, nitelikli bir iş gücünün geliştirilmesi yoluyla bir örgütün rekabetçi
avantaj elde etmesini hedefler. Bu nedenle kültürel, yapısal ve personel
tekniklerinin dikkatli bir şekilde birleştirilmesini gerektirir.
• İnsan kaynakları yönetimi stratejik planlama, rekabet geliştirme programları
ve kıyaslama (benchmarking) gibi daha yüksek düzey örgütsel meselelerle
ilgili bir yaklaşım içindeki fonksiyonları ve teknikleri kapsar. Bu nedenle bu
bakış açısıyla İK yönetimi, personel yönetiminden ayrılabilecek daha geniş
ve farklı bir konumda durmaktadır. Bu bağlamda İK yönetiminin personel
yönetiminden farklı olarak;
a. insanların kazanılması, motive edilmesi ve yönetilmesi için stratejik, tutarlı
ve geniş kapsamlı planlama yeteneği bulunan bir çatı sağladığı ve
b. örgütün tüm yönetim süreçlerine katıldığı (dahil olduğu) söylenebilir."
(Yararlanılan Kaynak: İnsan Kaynakları Yönetimi An.Ü. Yayınları No:2900)
- Çarşamba, Ocak 06, 2016
- 0 Comments